14 Aralık 2009 Pazartesi
Dana Haşlama...
Gönderen
Seda'nın Günlüğü
14
yorum
Etiketler: Ana yemekler
7 Aralık 2009 Pazartesi
Tavuk Lokumu...
Tarif defterimin en başında yapılmayı bekleyen ve tadı içli köfteyi andıran çok nefis bir aperatif oldu. Kısır, patates salatası, mercimek köftesinden başka değişik bir tarif düşünürseniz harika bir tercih olur diyebilirim.
Yapılışı: Haşlanmış rondodon geçirilmiş 1 tavuk göğsü, sıcak suda ıslatılmış 1 su bardağı ince bulgur, ince kıyılmış 1 çay bardağı ceviz, 2 diş sarımsak, 1 limon suyu, tuz, karabiber, kimyon, kırmızıbiber derin bir kaba alınır.
1 çay bardağı sıvıyağda 1 baş rende soğan kavrulur ,1 çorba kaşığı salça eklenir karıştırılır ve hazırlanan karışıma ilave edilir. Hepsi bir arada yoğurulur ve minik toplar yapılarak sıcak veya ılık servis yapılır. Afiyet olsun.
Gönderen
Seda'nın Günlüğü
13
yorum
Etiketler: Aperatifler, Salatalar
4 Aralık 2009 Cuma
Bereket Çorbası...
26 Kasım 2009 Perşembe
Hayırlı Bayramlar...
Bayram öncesi kocaman bir merhaba. Haberlerde geçen grip salgınından, o kötü grip olmasa da bende nasibimi alarak, mevsimsel gribimi geçirip atlatmış olmanın sevincini yaşıyorum. Allah hepimizi korusun inşallah. Günlerdir oğlum ve ben aynı zamanda hasta yattık. İnşallah bir daha tekrarlamaz ve bayramı ayakta geçirmek nasip olur.
Bugün toparlanıp bayram için börek ve kadayıf tatlısı yapmak niyetindeyim. Bizim tarafta bayram sabahı has börek dediğimiz geleneksel böreğimizden yapar annem. İç malzemesinde pirinç vardır :) çoğunuza ilginç gelebilir ama biz her bayram onunla kahvaltı yaptığımız için midir bilmem güzel gelir bize. Tabi hiç yapmayı denemedim sanki annem yapınca güzel olurmuş gibi gelir bana. Eşimin tarafında kadayıf tatlısı çok yapılır. Bende blogumda bir tarifi var ama bu sefer porsiyonluk değilde tepside deneyeceğim. Yapımı kolay ama önemli olanı üzerinin çıtır içininde hamur olmadan lezzetlenmesi. Başarabilirsem resmini muhakkak paylaşırım.
Birçok bayramlara erişebilmek umuduyla bütün blog arkadaşlarıma, yazılarımı takip eden, güzel düşüncelerini benimle paylaşan, anlamlı ve güzel yorumlar bırakarak yanımda olan herkesin ve bütün İslam aleminin Kurban bayramını kutluyorum.
Sevdiklerinizle ailelerinizle geçireceğiniz nice güzel bayramlara...
Gönderen
Seda'nın Günlüğü
10
yorum
Etiketler: Günlüğümden
24 Ekim 2009 Cumartesi
Kış soğukları gelmeden...
Yeğenimin ilk kışında, ilk beresi ve atkısı teyzesinden olsun istedim. Geçen seneden blogumu takip edenler bilirler ki ben Bravo dergisinin hiç bir sayısını kaçırmamaya çalışıyorum. Bu örneğide o dergiden esinlendim. 25 günlük yokluğumda beni merak eden bütün arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Eskisi gibi bloguma yazı ekleyemiyorum. Biraz oğlumdan zaman bulamamaktan biraz da bu aralar yeni birşeyler denemek istemediğimden dolayı diyebilirim. Bu durumumdan bende hoşnut değilim ama zamanla geçiceğini umuyorum :)
30 Eylül 2009 Çarşamba
Blogumda bir hareket var...
Gönderen
Seda'nın Günlüğü
11
yorum
Etiketler: Günlüğümden
15 Eylül 2009 Salı
Nice Ramazanlara...
Bu özel gecede Allah'ım hayırlısıyla cümlemizin dualarını kabul eder inşallah. Rabbim böyle mübarek geceleri tekrar görmemizi nasip etsin. Hayırlı kandiller.
Gönderen
Seda'nın Günlüğü
3
yorum
Etiketler: Günlüğümden
2 Eylül 2009 Çarşamba
Enginarlı Pilav...
Gönderen
Seda'nın Günlüğü
20
yorum
Etiketler: Ana yemekler
1 Eylül 2009 Salı
Haydi Biber Közleyelim...
Markette bugün dolanırken nihayet kırmızı biberin fiyatının düştüğünü gördüm. İnsanlar domatesin başında, ben biberin başında 3 kilo kadar almışım :) Onlar domateslerle sanırım salça, ben ise biberleri közleyip kışın yemek üzere buzluğuma göndericem. En kolayı da fırın tepsisine dizip bir defada birçok biberimin bir anda közlenmesi...
Denemeyenler için bilgi olarak; közlenen kırmızı biberlerin kabukları soyulur, çekirdekleri çıkarılır, Bir öğünlük yani 5 veya 6 adet olacak şekilde buzdolabı poşetlerine koyularak derin dondurucu da saklanır.
İster dilimlenerek sarımsak, sirke, zeytinyağı ile soslanır, istenir se salatalara, istenir se sade olarak sabahları peynirle yenir vs. vs...
Gönderen
Seda'nın Günlüğü
17
yorum
Etiketler: Kışa hazırlık
30 Ağustos 2009 Pazar
30 Ağustos Zafer Bayramı ve Fener Alayı...
23 Ağustos - 12 Eylül 1921 tarihleri arasında yapılan Sakarya Savaşı'yla Yunan orduları gerilemek zorunda kaldı. Bu uzun zamandır Türk ordularının elde ettiği ilk başarıdır. TBMM tarafından Sakarya Savaşı'ndan sonra Mustafa Kemal'e mareşal ve gazi unvanları verildi. Tarihin bu dönüm noktasından sonra Yunan ordularının topraktan atılma kararı alınır. Sad planı adı verilen tarrruz planı ocak ve nisan aylarında iki kez ertelenir. Tarruzun hazırlıkları tam anlamıyla ağustos ayında tamamlanır. Batı cephesinin kuzeyindeki ve güney cephesindeki Türk birlikleri, büyük bir gizlilik içinde Kocatepe bölgesine kaydırıldı. İstanbul'daki cephane depolarından silah ve cephane gizlice Anadolu topraklarına getirtildi. İtilaf Devletleri tarafından tahrip edilerek kullanılmaz hâle getirilen toplar onarıldı. Yeni silahlar satın alındı. Orduya taarruz eğitimi yaptırıldı. Gazi Mustafa Kemal'in başkomutanlığını yaptığı Türk ordusu, 26 Ağustos 1922'de düşmana saldırdı. Bir kaç saat içinde düşman mevzileri ele geçirildi. 30 Ağustos'ta düşman çember içine alındı. Sağ kalanlar esir alındı. Esirler arasında Yunan Başkomutanı Trikopis'te vardı. Bu savaş, Atatürk'ün başkomutanlığında yapıldığı için Başkomutanlık Meydan Muharebesi olarak adlandırıldı.
Büyük Taarruzun başarıyla sonuçlanmasından sonra Yunan Ordusu, İzmir'e kadar takip edildi. 9 Eylül 1922'de İzmir'in kurtarılmasıyla Türk toprakları Yunan işgalinden temizlenmiş oldu.
Gönderen
Seda'nın Günlüğü
2
yorum
Etiketler: Zafer Bayramı
29 Ağustos 2009 Cumartesi
Milföylü Tavuklu Bezelye...
Ramazan geldi de ilk haftasını bitirdik bile. Okul yıllarımda defterimin arka kısmına üşenmeden 30 günü de yazar ve zevkle her günü işaretlerdim, şimdi yılların nasıl geçtiğini anlamadığım gibi bu güzel ayı da yavaş yavaş ama güzelliklerini yaşayarak geçiriyoruz. Bir de Ramazan ayı ile ilgili unutamadığım bir diğer okul anımsa, Lisenin hangi senesinde hatırlamıyorum, iftar okul da olduğumuz saate denk geliyordu, sıra arkadaşımla yemekten vazgeçemediğiz, ekmek arası kızartılmış patates özel ve spasiyel menümüzdü. Güzel olanı ise ikimizin de aynı şeyi getirip, beraberce iftarımızı açmamızdı. Hey gidi günler :))
Biraz nostaljiden sonra bu akşam ki iftar soframızda bulunan doğaçlama yemeğimde sıra. Biz beğendik, kolay ve pratik bir yemek oldu. Üzerinde ki milföyü, çıtırlığıyla yemeğe güzellik kattı. Milföylere renk katması ve lezzet vermesi için salça ile karıştırılmış zeytinyağı sürdüm. Denerseniz umarım sizde beğenirsiniz.
Ayrıca bu iftar menümü sevgili Sevil arkadaşımın İftar bereketi etkinliğine gönderiyorum. Kolay gelsin arkadaşım.
Malzemeler:
4 adet milföy hamuru
1 küçük konserve bezelye
Gönderen
Seda'nın Günlüğü
10
yorum
Etiketler: Ana yemekler
27 Ağustos 2009 Perşembe
Şeftalili Muhallebi...
İftardan sonra hem meyva hem de hafif bir tatlı tercih edenler için tavsiye ederim.
Yemekten sonra biraz fazla ağırlık bastı bana :) bir çay demleyip kendime gelsem iyi olacak, yoksa yanıbaşımda lülü lülü konuşan oğluma nasıl yetişebilirim :)
Tarif Lezzet dergisinin Güzel Şeyler ekinden.
22 Ağustos 2009 Cumartesi
Sosyete Mantısı...
Ramazan ayında son saatlere doğru neler geçer aklımızdan, ondan da yerim, bundan da yerim :) Bu tarifimde eşimin aklına geldi, hadi dedim bu gün ki iftar soframızda da, sosyetik mantımız olsun :)
Hem bu kadar kolay olan ve de bir o kadar lezzetli olan bu mantının da unutulmaması için bloguma yazıyorum. Belki sizde şu an gördüğünüzde "evet ya, unutmuştum" :) diyebilirsiniz.
Gönderen
Seda'nın Günlüğü
20
yorum
Etiketler: Ana yemekler, Hamur işleri
20 Ağustos 2009 Perşembe
Blog Ödülüm " Kendim hakkında 7 ilginç şey"
Sevgili arkadaşım Aleyna'ya ödüle beni de layık gördüğü ve kıymet verdiği için teşekkür ederim.
Kendim Hakkında 7 ilginç şey başlık konusu ama gerçekten dünden beri düşündüm, aklıma tek ilginç ve bu günlerde beni en çok mutlu eden konuyu yazıp listeyi tamamlamak istedim.
Ticaret Lisesini bitirip, işe başladıktan, evlenip, çocuk sahibi olduktan ve 10 sene ara verdikten sonra kısmet olursa eylül ayında üniversite işletme bölümüne kaydımı yaptıracak olmam :)
Allah utandırmasın inşallah. Hayırlısıyla da bitirmek nasip olur...
Ödülümü de bütün arkadaşlarıma ithaf ediyorum.
Sevgiler
Gönderen
Seda'nın Günlüğü
17
yorum
Etiketler: Günlüğümden
10 Ağustos 2009 Pazartesi
Kısır...
Bir kısır tarifi de benden olsun. Blogumda çay saatinin baş kahramanı olsun istedim.
Yeni hafta da hayatınız da her işinizin rast gitmesi dileklerimle...
Sağlıcakla...
5 Ağustos 2009 Çarşamba
4 Ağustos 2009 Salı
Bir parça muhabbet...
Kocaman bir merhaba :) Günlerin nasıl geçtiğini anlayamıyorum ama bloguma bakıp en son hangi tarihte yazı eklediğimi görünce, artık ben bile sıkılıyorum aynı resmi görmekten. Herkes gibi bende koşuşturmacanın içerisinde ama elle tutulmayan gözle görülmeyen bir yolda ilerliyorum. Geçen sene bu zamanlarda yine mübarek Ramazan ayımızın gelişiyle mutlu olduğumu yazmıştım, zaman ne de çabuk geçiyor. Şimdiden mutfağımda neler pişireceğimin planlarını yapmaya başladım bile...
Parklarda, bahçelerde, oyun parklarındayım :) Tam bir oyun çocuğu oldu yavrum. Parkta kaç saat kaldığımı yazmıyorum bile. Etrafımızda yaşıtı olmadığı için resmen çocuk avına çıkıyoruz :) Kafa dengi bir arkadaş bulmamızda zor oluyor haliyle. Diğer çocuklarda benim oğlum gibi yanlız büyüdükleri ve paylaşmayı pek öğrenemedikleri için, bayağı bir anlaşmazlık yaşıyoruz. Velisi yanında olmayan ailelere de biraz söyleniyorum bende :) Oğluyla birlikte yanında kayan bir anne görürseniz muhtemelen o benimdir. Çocuk istiyor ne yapayım bahanesiyle, bende biraz çocukluğuma dönüyorum :)
Yazımla sizi sıkmadığımı umarak bir de hatırlatma yapmak istiyorum. Sevgili Sevil arkadaşımızın bana yorum olarak gönderdiği bir İstanbul buluşmasını bende blogumda duyuruyorum. Benim gelmem sanırım biraz zor. O tarihte şimdiden planlanmış işlerim olacak. Giden arkadaşlara iyi eğlenceler.
Sevil arkadaşımın gönderdiği yazıyı aynen ekliyorum.
SEVGİLİ ARKADAŞLAR
Artık geleneksel olan İSTANBUL BULUŞMALARIMIZ’a bir yenisini daha ekliyor ve bu seferde bir piknik düzenliyoruz. Gelmek isteyen tüm arkadaşları ve seni aramızda görmekten mutluluk duyarım Tüm dostlar davetlidirler .Sadece bana mail yolu ile 11 agustos tarihine kadar bilgi aktarımında bulunmaları yereli olacaktır
Mail :birdemliksohbet@hotmail.com
Buluşma yerimiz BEŞİKTAŞ YILDIZ PARKI olacaktır.16 agustosta 10:00- 16:00 arasında bu mekanda sizleri agırlamak istiyoruz gelmek isteyen arkadaşlar lütfen tarafıma isim soyisim ve telefon olarak mail adresime mail atmalarını rica ediyorum
Sevgiler
http://birdemliksohbet.com
Ayrıntıları yukarıdaki site adresinden öğrenebilirsiniz.
Şimdilik hoşçakalın...
Gönderen
Seda'nın Günlüğü
2
yorum
Etiketler: Günlüğümden
27 Temmuz 2009 Pazartesi
Ev Usulü Tantuni...
Tantuniyi ilk Bakırköy' de yemiştim. O günden sonra aklıma geldikçe evde bu şekilde yapmaya başladım. Gerçeğinin yerini tutmaz tabiki ama, bu şekilde de biz çok seviyoruz. Acı bibere de bu aralar biraz fazla düşkün oldum, acıyla aram pek iyi olmasa da ağzım yana yana ve yine de ısrarla yemek geliyor içimden :) Tantuninin aslı, minik kuşbaşı etiyle yapılıyor.
Malzemeler:
6 adet yağlı veya dürümlük lavaş ( dürümlük lavaş tat olarak hafif tuzsuz olduğundan iç malzemesinin tuzunu ona göre ayarlamak gerekiyor. Yağlı lavaş benim tercihim )
350 gr. kıyma
2 orta boy soğan
1 büyük domates
2 çarliston biber
Tuz, karabiber
Yarım çay kaşığı kekik
Yapılışı: İri doğranmış soğanlarla birlikte kıyma kavrulur. Kıymanın kavrulmasıyla biber ve domates eklenir, sonradan tost makinasında lavaşla birlikte pişeceği için, domates ve biberin hafif pişmesi yeterli. En son tuzu, karabiberi ve kekiği de eklenir. Lavaşlara eşit miktarda bölüştürülür ve kenarları da içe katlanarak dolanır. Tost makinasında lavaşın kızarmasıyla servise sunulur. Afiyet olsun.
Gönderen
Seda'nın Günlüğü
17
yorum
Etiketler: Ana yemekler
26 Temmuz 2009 Pazar
Kahvaltı için alternatif...
Pazar günleri alışıldığın dışında kahvaltı yapmak her evde olduğu gibi bizde de var. Dünden kalan ekmeklerim de değerlendirilmek istenince, kolay ve lezzetli ekmekçikler önerebilirim sizlere.
Ekmek dilimlerine becel, dilim kaşarlar, ince dilimlenmiş sucuk, domates, çarliston biber ve tuz.
İstenirse kekik de serpilebilir. Üstten ısıtılmış fırında kızarana kadar pişirilir. Afiyetler olsun.
25 Temmuz 2009 Cumartesi
Bugün ne mi yesek...
"Bugün ne yesek" hayatımız yemek üzerine :) Mutfağımdan bugün servise sunulanlar..
Dün akşam dan beri patates salatası ve kızartılmış börekleri hayal ettim. Ne de çok özlemişim bu ikiliyi. Patates salatası için daha önce blogumda tarifini yazdığım sayfanın linkini tıklayabilirsiniz.
19 Temmuz 2009 Pazar
Eyüp Sultan Cami, Pierre Loti ve Miniatürk...
Öncelikle bütün islam aleminin mübarek Miraç Kandillerini kutluyorum. Sağlıklı, sıhhatli, mutlu nice kandiller görmek temennisiyle...
Bu yazımla sizi ufak ve güzel bir gezintiye çıkarmak niyetindeyim. Gerçekten benim çok keyif aldığım, bundan sonra daha sık gitmeyi düşündüğüm Eyüp Sultan Camisini ve türbesini ziyaret ettik. İnsanın caminin içerisinde huzur içinde olması bambaşka bir duygu gerçekten. Oğlum şaşkınlık içerisinde duvarları inceledi, bu yaşına rağmen o bile farkındaydı huzurun. Gönlümüzü caminin içerisinde kuş gibi pırpır ettirtikten sonra olmazsa olmaz Pierre Loti'ye tırmandık.
Bu çiftte onlardan bir tanesi.
Bu da defalarca büyütülmüş yakından fotoğrafı :)
Çocuklar için de oyun alanları düşünülmüş, sıkıldıkları an eğlenebilecekleri güzel bir oyun sahası.
Bu güne kadar neden gitmedim diye düşünmedim de değil.
Ve en son Masal Ağacı, ağzı gözü masal anlatırken oynayan bir ağaç, çocukların ve büyüklerin bile karşısına geçip, kısa masalını dinlemek keyifliydi.
Gönderen
Seda'nın Günlüğü
17
yorum
Etiketler: Gezilecek yerler, Günlüğümden
16 Temmuz 2009 Perşembe
Semizotu Salatası ve "5s kuralı"
Sıcak yaz günlerinde herkesin evinde olduğu gibi bende sebze ağırlıklı, zeytinyağlı yemekler hazırlamaya çalışıyorum. Fasulye, kabak, patlıcan döngü halinde mutfağıma girip, pişiriliyorlar. Evde gelişme çağında küçük bir oğlumuz olunca sıcak da olsa yemek yapmamak gibi bir durum olmuyor. Bu bahaneyle aslında yenmiyor dediğimiz yemekler, çok da güzel tüketiliyor. İlk önce kısaca tarifini verip asıl önemli konuma atlamak istiyorum.
Yapılışı: Yarım demet semizotu, 1 diş sarımsak, 1 su bardağı kadar yoğurt, aralara ve üzerine serpmek için ceviz. İstenirse yine üzerine gezdirmek için zeytinyağı.
Semizotu yıkanır ve kalın köklerinden yaprak kısımları ayrılır. Üst ince sapları da dahil olmak üzere güzelce yıkanır, normal büyüklükte parçalanır, üzerine iri kırılmış ceviz gezdirilir, sarımsaklı yoğurt ile servis yapılır.
Tatilden geldiğimizden beri evde sürekli düzenlemeler yapmaya çalışıyorum. O kadar ki, şirketlerde uygulanan "5 s" kuralına uygun düzenlemeler yapmak için zemin hazırlıyorum. Dergilere, elektronik eşyalara, kablolara, vidalara meraklı eşim, incik cincik meraklısı ben, oğlumun merakını hiç saymıyorum kısaca herşey olan bütün hobilerin yerini yurdunu belirlemek için daha öncede kolları sıvamıştım ama, eski haline gelmesi pek bir zaman almadı. Evlendiğimden beri yerleştirilen dolapları bir kez olsun kullanamam ve ne hikmetse orada duran kitapların ya da vs. lerin hiç kullanılmaması da bir muamma :) eşim bu yazıyı okursa yine hayıflanıcak :) Neyse gelelim konumuza "5 s" nedir bu diye soranlara kısaca anlatmaya çalışacağım. Bunun için anlatımı kolay olacağından erp.karmabilgi.net adresinden kısaca özetlerini aktarıyorum. Dilerseniz sizde "5s nedir?" diye arattırabilirsiniz.
1- Sınıflandır Çalışma alanınızda bulunan ama işinizi yapmanıza bir katkısı olmayan nesneleri işaretlemeli ve çevrenizden uzaklaştırmalısınız
2- Sırala- Düzenle kullanılacak herşeyin 1 yeri olmalıdır.
3- Sil- Temizle Dağınıklığın temel kaynaklarını bulmak ve yok etmek
4- Standartlaştır Bu aşamanın amacı ulaşılan seviyenin sürekli olmasını temin edecek kurguyu oluşturmak ve bir sistematiğe kavuşturmaktır
5- Sahiplen- Sistemi koru Sahiplenme aşaması 5S çalışmasının belki de en zor olanıdır. Çünkü insan doğasının değişime direnci ve her türlü sisteminde minimum enerji konumuna geçme eğilimi vardır. 5S aktif bir çalışma sonucunda başarılabilir, yeterli enerji harcanmaz ise eski duruma kolayca dönülebilir
5S beş adımdan oluşan ve amacı çalışma ortamının yeniden organize edilmesi ve israfın ortadan kaldırılması yöntemidir. Hedef çalışma ortamının daha temiz, daha düzenli, daha çalışabilir,daha güvenli bir ortam oluşturmak ve sürekli hale getirmektir
Evet arkadaşlar konu ilginizi çektimi bilmiyorum ama ilgilenenlere hadi buyrun diyorum :) Rahat nefes almanın sistemleştirilmiş şekli.
Gönderen
Seda'nın Günlüğü
13
yorum
Etiketler: bilgilendirme, Günlüğümden, Salatalar
12 Temmuz 2009 Pazar
Öncelikle Merhaba...
Kısa ve öz bir dinlenme molası oldu bu sene. Tatilde nereye gideceğimizi uzun süre düşünüp hatta bu düşünme biraz uzayıp gitmemeyi bile düşününce :) aslında ihtiyacımız olan hem yakın hem de ailevi biryer olması düşüncesiyle tekrar Ayvalık'ı tercih ettik. Daha önce gittiğimiz de Oğlum Ayberk 1 yaşındaydı. Şimdi ise maşallah 3. yaşını yine orada kutladık. İşin komik yanı ise oğlum için gitmeyi düşündüğüm tatilde, her otel odasına yaklaşmamızla, "Buraya gelmiyelim, evimize gidelim" cümlesini kurması oldu :) Yengeç burcunun özelliklerini tamamiyle taşıdığımızdan olsa gerek.
Dönmeden önceki günümüzde tekne gezisine katıldık, iyi ki orada bulunmuşum, denizin gerçekten farkına varmak için en güzel yöntem diyebilirim. Dört adada durmasına rağmen üşenmeden can yeleğimi çıkartıp tekrar ve tekrar giydim :) ( Bu arada yüzme biliyorum ama hani yorulmayayım diye :)) Bu turun çok güzel yanıysa iskeleye yanaşırken, herkesin elinde güzel Türk bayrağımız ile Onuncu Yıl Marşımızı söylemek oldu.
Bayrağımız dalgalanırken duygulanan ben, böyle bir durumda gerçekten gözlerimden sevinç gözyaşları süzüldü...
Bu tatilin benim için en özel yanı, eşimle 6. yılımızı bitirmemiz ve oğlumun 3. yaşını doldurması oldu. Aramız da tam 5 gün var. Daha doğum gününü tam olarak kavrayamasa da ona günün şerefine istediği dondurmadan alıp mutluluğunu görmek benim için yeterliydi.
Eğer yolunuz bu taraflara düşerse ve eğer görmediyseniz, Şeytan sofrasını muhakkak ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Türkiye'mizin her köşesi gerçekten cennet. Herşey biz insanlara düşüyor.
Oğlumla birlikte artık dönüş yolu için arabamıza gidiyoruz. Trafiğine, kalabalığına, türlü türlü sorunlara rağmen yine de insan evini özlüyor. En azından ben kendi adıma böyle düşünüyorum.
Gönderen
Seda'nın Günlüğü
9
yorum
Etiketler: Gezilecek yerler, Günlüğümden
30 Haziran 2009 Salı
Ben geldim...
Çok uzun ara oldu yazmayalı. Oğlumun üst üste gelen rahatsızlığından dolayı hiç keyfim de yoktu. Hani derler ya "evdeki huzur" sağlık olsun deyip her şeyin boş olduğunu anladığım zamanlardı bu sıralar. Sağlığın zaten önemini bildiğim halde, aklımdan çıkmaz bir hal almışdı. Çok şükür iyiyim bu günlerde. Oğlum iyiye gidiyor. Çocuk hastalıkları olur denir ama yavrun hastayken birşey yapamamak gibisi de yok. Allah tüm çocuklara sağlık, afiyet, mutluluk versin inşallah.
Gönderen
Seda'nın Günlüğü
14
yorum
Etiketler: Günlüğümden
16 Haziran 2009 Salı
Milföylü Çıtır
Bizim için büyük bir şey başarmanın mutluluğunu yaşıyorum şu an :) Yaklaşık 6 sene öncesinden beri, burada ki büyük bir pastaneden ara sıra da olsa aklımazdan çıkmayan bu milföylü çıtırdan alırdık. Çileklisini bulmak biraz zor oluyordu. Biz akşam saatlerinde almak istediğimizden dolayı genelde kalmamış olduğunu öğrenerek umutsuzca evimize dönerdik :) Misafirlerimiz için istediğim kadar ve taptaze sunacağım tatlılarım oldu. Pastaneden aldığımız tatlılar da milföyleri ince ve kıyır kıyır olduğu için aşağıda ki resimde de göreceğiniz gibi, oklava ile incelterek, uzunlamasına ikiye kestim. Kabarmasını istemediğimden dolayı da çatalla üzerine noktacıklar açtım. Gerisini tarifte anlatmaya devam edeyim :) Heyecanlandım da birden :)
Tadı da aynı pastaneden aldığım gibi, hiç bir tat farkı yok, denemeniz tavsiye ederim.
Malzemeler:
Yarım kilo süt
1,5 tepeleme çorba kaşığı nişasta
1,5 tepeleme çorba kaşığı un
Yarım su bardağı şeker
1 çay kaşığı vanilya
Bir kişi için 1 milföy hamuru hesaplanır.
Bu ölçüler 4-5 kişi içindir.
10 adet kadar çilek
Üzeri için pudra şekeri
Yapılışı: Milföyler resimdeki gibi hafif çözülünce şeklini bozmadan inceltilir. Uzunlamasına ikiye kesilir.190 derece fırınca kızartılır. Diğer tarafta süt, nişasta, şeker, un birlikte pişirilir. Altını kapattıktan sonra vanilyası ilave edilir. Ilındıktan sonra milföyün üzerine bolca döşenir, araya çilekler ve tekrar kremasından sürülür. En üzerine ikinci milföy parçasını koyup, bolca pudra şekeri serpilir. Günlük bir tatlıdır. Kişi sayısına göre yapılır. Afiyet olsun.
9 Haziran 2009 Salı
Yaz Türlüsü...
Sıcakların arttığı şu zamanlar da dışarı çıkmak ne mümkün. Dün oğlumu kreşe bırakıp eve gelene kadar sıcaktan öyle yoruldum ki, bugün yine biraz esintili çok şükür. Ayberk'imle parka ancak akşam saatlerinde çıkabiliyoruz. Bugün de yine evden çıkmadan evdeki sebzelerimle bir türlü yaptım. Adı üstünde türlü olunca, dilediğim sebzeyi katmakla özgür oldum. Yanına da yaz meyvesinden karpuz kesildi mi bitti gitti :)
Yemeğin tarifine gelince;
Malzemeler:
Yarım kilo fasulye
1 patates
1 adet akdeniz kabağı
5 büyük boy domates
3 büyük diş sarımsak
2-3 sivribiber
1 büyük soğan
Sıvıyağ ve tuz
1 bardak sıcak su
Yapılışı: Fasulyeleri görünümü güzel olması açısından uzunlamasına kesip ikiye ayırdım, evde olan akdeniz kabağı yani tombul kabağımı da, dışını çatalla çizikler atarak yine fasulyenin uzunluğu gibi doğradım. Patatesleri de aynı şekilde uzunlamasına doğradıktan sonra, tencerenin dibine sıvıyağ, doğranmış soğan ve biraz fasulye biraz kabak, aralara doğranmış sarımsak ve biraz domates şeklinde hepsini tencereye aldım. En üstü sarımsak ve domatesle döşedikten sonra tuzunu ilave ettim. 1-2 kaşık yine sıvıyağ gezdirerek 1 su bardağı kadar sıcak su ekleyerek, kapağı kapalı olarak pişirdim. Sağlıklı bir yaz yemeği oldu. Afiyet olsun.
Gönderen
Seda'nın Günlüğü
12
yorum
Etiketler: Ana yemekler
3 Haziran 2009 Çarşamba
Nereden Nerelere...
Birkaç gündür ablamın bebeğini beklediğimizden dolayı, ne elim iş tuttu, ne de başka birşey...
Dün İrem 'imiz dünyaya geldi :) Teyze olmak, anne olmaktan sonra en büyük kavramlardan biri sanırım. Çok minik, istediği sadece annesinin yanında uyumak. Ayberk'in yeni bir arkadaşı oldu, tabi oynamak için bayağı bir beklemesi gerekecek :)
Bu fotoğraf da benim gözüm gibi sakladığım, içinde birçok anlamlar taşıyan geçmişimdir. Bir ablama bakıyorum, bir de kendime. ( en sağdaki benim, en soldaki de ablam :) Kıyafetlerimizin aynı olmasından anlaşılıyor zaten ...) Zaman sandığımızdan da hızlı geçiyor.
Allah tüm çocuklara sağlık, mutluluk, huzur ve hayırlı birer evlat olmalarını nasip etsin.
Gönderen
Seda'nın Günlüğü
17
yorum
Etiketler: Günlüğümden
24 Mayıs 2009 Pazar
Algida Çorlu Carte d'Or Fabrika Gezisi...
Carte d'Or Fabrika gezisinin olacağını bildiğimden beri heyecanlıydım. Gerçekten üretim bölümünü çok merak etmiştim. Günler öncesinden yer haritasını çıkarmıştık eşimle. Aylin Hanım gerçekten her konuda bizi titizlikle bilgilendirdi. Her seferinde olduğu gibi candan ve sıcak yaklaşımından dolayı kendisine tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Oğlum ve eşimle gitmeyi planladığımdan dolayı biz kendi aracımızla gelmeyi uygun bulduk. Zaten yer olarak bize 1 saat uzaklıktaydı. 11:30 da buluşma gerçekleşecekti, tabi biz otobüslerden önce, Algida fabrikasının otoparkına varmıştık. Bu kadar büyük ve ne kadar temiz bir yer olduğu dışarıdan bile anlaşılabiliyordu. Otobüsler yanaştığında içeriden el sallayan arkadaşları görünce bir kez daha mutlu olmuştum. Herşey çok güzel planmış ve dizayn edilmişti. Başta çay kahve ve biraz atıştırma yaptıktan sonra sunum için hepimiz toplandık. Başta Canan Hanım bizi çok güzel bilgilendirdi. Algida'nın Çorludaki dondurma fabrikası dünyada üçüncü büyük dondurma üretim tesisiymiş. Ardından Hakkı bey üretim ile ilgili çok güzel konuşmalar yaptı. Çalışanların işe başlama şekilleri, giyinmelerinden tutunda, hammaddelerin ne denli hassas ve dikkatli bir şekilde işlenip, hangi kontrol sistemleri ile üretildiği gibi birçok konuda önemli bilgiler verdi. Meğer dondurma üretimi ne kadar detaylı ve hassas bir konuymuş...
İlk defa bu kadar dondurmayı bir arada görmüştüm, çok sistemli ve kesinlikle el değmeden hazırlandığını, her kolinin ayrı ayrı kilolarının ölçüldüğünü, her makinanın çıkışında metal dedektörü gibi kontrol sistemlerinin olduğu ve içeride çalışanların ne kadar hızlı olduğunu farkettim. İtiraf etmeliyim, paketleme yapılmış yeni çıkan dondurmaları tatmak gerçekten çok eğlenceliydi :) Özellikle hani kutu içine dondurmaların yanyana ve değişik şekillerde kat kat nasıl konduğunu canlı olarak gördük. Kolilerde paketlenen dondurmalar havadaki konveyörlerden hızlı bir şekilde depoya gidiyordu. Kornet üretim bandını keyifle izledik. Özellikle robot merakından dolayı oğlum otomatik makinelere merakla baktı durdu. Üretimde şoklama bölümü -36 dereceyi gösteriyordu. Üretim yerini gördükten sonra zaten kalitesinden emin olduğum dondurmaları, keyifle alacağımdan eminim.

Gönderen
Seda'nın Günlüğü
12
yorum
Etiketler: Günlüğümden