25 Ocak 2010 Pazartesi

Terbiyeli Yeşil Mercimek Çorbası...

Öncelikle Peynir Hösmelimi Meral arkadaşımın benide layık gördüğü "Sunshıne Blog Ödülü" için kocaman bir teşekkür ediyorum.


Hafta sonu sadece karı izlemek ile geçirdik. Hiç bu kadar yağacağını düşünmemiştim. Oğlumun, kardanadamı sadece çizgi filmlerden gördüğü kadarıyla bildiği için, gerçeğini yapmak onu çok heyecanlandırdı. Minicik birşey yaptık ama en azından karın içerisinde bir güzel oynadı.
Haberlerlere göre çarşamba günü sibirya soğukları geliyormuş. Allah yardımcımız olsun.
Benim de sınav günüm adım adım geliyor. Ev işlerinden fırsat bulabildiğim kadarıyla çalışıyorum. Baktım bu iş ders programsız olmuyor, oturdum kendime çalışma planı hazırladım. Aksatıyorsam da o güne gelene kadar derslerimi yetiştirmeye çalışıyorum. Aramız da kalsın ama İktisat en çok ağırlık verdiğim ders. Hayatım da hiç bu kadar grafik açıklaması yapmamıştım.
Dersler, soğuk derken mutfakta da birşeyler yapmaya çalışıyorum. Soğuklarda da ilk akla çorba geliyor tabi. Bu sıralar severek yaptığım değişik bir çorba.
Malzemeler:
1 su bardağı yeşil mercimek
Yarım su bardağı erişte
1,5 litre sıcak su
Terbiyesi için;
3 çorba kaşığı yoğurt
2 çorba kaşığı un
1 yumurta sarısı
Yarım limon suyu
Yarım bardak soğuk su

Yapılışı:
Yeşil mercimekler az bir sıcak suda 2-3 dakika haşlanır. Suyu süzülür tekrar 1,5 litre kadar su koyularak pişirilir. Pişmesine çok az kala erişteler ilave edilir. Beraberce piştikten sonra terbiyesi hazırlanır. Çorbadan bir kepçe kadar terbiyesine eklenerek ılıştırılır ve çorbaya yavaşça karıştırılarak ilave edilir. Tuzu eklenir. Koyuluğuna göre sıcak suyla açılır. 2-3 dk.kaynadıktan sonra en son üzerine yağda kızdırılmış nane ve pulbiber gezdirilir. Afiyet olsun.

20 Ocak 2010 Çarşamba

Fırın Sütlaç...


Sütlaçı bu haliyle daha çok sevdim. Bundan sonra buzdolabımda daha sık bulundurmayı düşünüyorum . Sizlere de bir hatırlatma olsun, blogumda dursun bana da ara sıra bir göz kırpsın :)

Tarif 6 kişiliktir.

Malzemeler:
1 litre süt
Yarım su bardağı pirinç
3/4 su bardağı şeker
1 paket vanilya
1 yemek kaşığı nişasta

Yapılışı:
Pirinçler üzerini geçecek kadar sıcak suda yumuşayana kadar haşlanır. Suyu azalırsa az az sıcak su ilave edebilirsiniz. Pirinçler pişence üzerine sütü ve şekeri ilave edilir. Kaynayana kadar ara ara karıştırılır. Vanilyası ilave edilir. Nişasta suyla açılarak, yavaş yavaş sütlaca ilave edilir. Beraberce kısa süre piştikten sonra fırın kaplarına alınır. Isıya dayanıklı cam kase kullanılacaksa Tepsiye alınan kaselerin yarısına gelecek kadar soğuk su koyularak öyle fırınlanır. 180 derece ısıda üstten sık sık kontrol edilerek kızartılır. Soğuk servis yapılır.

19 Ocak 2010 Salı

Brokoli çorbası...

Kar bu sabah buralarda öyle hızlı yağıyor ki, dışarı çıktığım da soğuktan resmen dondum. Arabaların üzerleri, çatı kremitleri yavaş yavaş beyaz paltosunu giyinmeye başladı bile. Elimde toplayabileceğim bir kartopum ve oğluma kardanadamın nasıl yapıldığını öğretebileceğim kadar kar yağarmı acaba. Rabbim bilir. Dışarı da olan insanlara da Rabbim yardım etsin inşallah.

Dün akşam pişirdiğim çorba da bugün için güzel bir tercih oldu. İçimizi ısıtacak sıcak ve lezzetli bir çorba.

Malzemeler:
1 demet brokoli
2 yemek kaşığı un
1 yemek kaşığı tereyağ
2,5 su bardağı süt
1 küçük paket krema
Tuz, karabiber

Yapılışı:

Brokoliler yıkanır, üzerlerini geçecek kadar suda yumuşayana kadar haşlanır. (10-15 dk.) Diğer taraftan derin bir tavada tereyağ eritilir, un ilave edilir kavrulur. Soğuk süt eklenerek kaynayana kadar pişirilir. Brokoliler blendırdan geçirilir, üzerine hazırlanan sütlü karışım ilave edilir, bereber 2-3 dk. pişirilir. En son kreması, tuzu ve karabiberi de ilave edilerek yine 2-3 dk. pişirilip servis yapılır. Afiyet olsun.

17 Ocak 2010 Pazar

Bakın ben ne buldum :))

212 Alışveriş merkezinde Praktiker mağazasında, alalede kasaların yanında ki bir sepetten buldum bu şirin yumurtalığı. Bütün çocuklar eminim bununla yumurta yemekten çok keyif alırlar.
Sadece çocuklar mı bilemiyorum :)

Oğluma bunu gösterir göstermez "Anne bununla yumurtayımı kırıyorsun" demesi ve heyecanla eve gidip yumurta yemek istemesi çok güzeldi. Tasarlayan kişiyi buradan tebrik ediyorum. Kabukları için şapkasını düşünmesi bile çok keyifli. Sizlerle paylaşmak istedim. Belki aranızda çocuğuna yumurta yedirmek için uğraşanlarınız vardır. Paylaşmak istediğim bir diğer konu da, hani şu yumurtanın rafadan pişirilmesi. Ne çok pişecek ne de pişmemiş olacak süresi tam kaynamaya başlar başlamaz 2,5 dakika. Basit ama güzel bir bilgi değil mi ???

11 Ocak 2010 Pazartesi

Tel Kadayıf...



Geçen bayram yapmayı planladığım ama tel kadayıf bulamamaktan vazgeçtiğim tatlıyı nihayet bugün pazardan taze taze aldığım kadayıflarla hazırladım. Aslında tarifi aşamalı olarak çekilmiş fotoğraflarla vermek isterdim ama o kadar tereddütlüydüm ki, ya olmazsa çıtırdamazsa diye odaklanmışım resmen. Daha önce de denemem olmuştu, tepsi işi değil de porsiyonluk hazırlamıştım. Kadayıfları havalandıra havalandıra açmak, kırmak, havadan havadan tepsiye boşaltmak daha keyifli oluyor :) İlk fırından çıktığında aman dedik sanki hafif yağ tadı geliyor, sonra akşam tekrar denedim, ne bir tat kalmış ne de başka bir problem, sadece tatlımız şerbetini çekmek için biraz bizden müsade istemiş :)

Yemek yapmak güzel ama daha da güzeli yaptıklarının severek yenmesi ve senin emeğinin tatlı bir telaş olarak kalması. Yine ve yine, kaset tekrar başa, tekrar başa sarsa da yemeğin yaşamımızın en önemli kavram, ve mutluluk, tebessümün gizli olduğu hazine dolu bir sandık olduğunu ama kesinlikle çok daha değerli olduğunu unutmamamız gerekiyor. Herşeyden önemlisi, herkesin bildiği gibi sağlık. Umarım bütün hastanelerde ki insanlar, evlerinde hasta yatanlar ve daha niceleri sağlıklarına kavuşurlar. Rabbim hiçbirimize dermansız dert vermesin inşallah.
Sağlıcakla diyerek tarifime geçmek istiyorum.
Malzemeler:
Yarım kilo tel kadayıf
Yarım paket margarin ( Ben yarısını tereyağ ile yaptım tercihi size kalmış)
250 gr. iri kıyılmış ceviz
Şerbeti için;
3 su bardağı su
3 su bardağı şeker
Yarım limon suyu
Yapılışı:
İlk önce şerbeti hazırlanır. Şerbeti inmeye yakın limonu ilave edilerek birkaç dakika daha kaynatılır ve soğumaya bırakılır. Tel kadayıflar geniş bir tepsinin içerisinde güzelce havalandırarak kırpılır. Tel tel ayırıp kırpma işi bitince yağlanmış tepsiye yarısı paylaştırılır. Üzerine ceviz ve kadayıfların diğer yarısı ilave edilir. Hafif bastırarak, ocakta erittilen yağ yavaşça her yerine gelecek şekilde gezdirilir. 180 derece ısıtılmış fırında üzeri kızarana kadar pişirilir. Sıcak kadayıfa soğuk şerbeti yine heryerine eşit gelecek şekilde gezdirilir ve en az birkaç saat bekledikten sonra servis yapılır. Ertesi gün tadı daha da lezzetli oluyor. Deneyenlere afiyetler olsun.
Kadayıfı yapmam da emeği geçen ve rahmetli kayınbabamdan edindiği bilgileri paylaşarak bana yardım eden eşimin de hakkını yememem gerek. Teşekkürler canım.

6 Ocak 2010 Çarşamba

Ayva Tatlısı...

Bugün aklıma düştü ayva tatlısı. Eşimde çok sever bilirim, hadi dedim üşenme al ayvalarını geç mutfağa. Akşam çayın yanına güzel gitti gerçekten. Zamanı geçmeden belki 1-2 kez daha yaparım, oğlum da tatmışsa benim için o tatlı çok özeldir :)

Sayfamda belirtmek istiyorum, uzun aralardan sonra eklediğim yazılarıma içten yorum yazan tüm arkadaşlarıma teşekkür ederim. Özellikle yokluğumu farkedenlere, arayı bu kadar uzatma diyenlere... Bu tatlım da sizlere olsun, hasret giderelim tatlı yiyelim...

Tatlımız için;

4 ayva
16 yemek kaşığı toz şeker
2 su bardağı sıcak su
1 kibrit kutusu büyüklüğünde loğusa şekeri ( isteğe bağlı)
Krem şanti ( üzerindeki tarife göre sütle hazırlanır)

Ayvalar ikiye kesilerek kabukları sayulur, çekirdekleri çıkarılır. Yayvan kapaklı bir kaba dizilir. Ayvaların devrilmemesi için ayvanın alt kısmı bıçakla düzleştirilir. Her ayva diliminin içerisine 2 yemek kaşığı şeker ilave edilir. Tencereye suyu eklenir. Ayvanın çekirdekleri de varsa minik bir tülbent parçasına bağlanarak eklenir, yoksa suyun içerisine bırakılır. Loğusa şekeri de dahil edilir. Kısık ateşte ara ara suyunu ayvaların üzerine gezdirerek pişirilir. Yenecek kıvamda pişen ayvalar soğumaya bırakılır. Krem şantisi hazırlanır, sunum esnasında toz fıstık ile süslenir. Afiyet olsun.

5 Ocak 2010 Salı

Kabak Dolması...


Akşam yemeğimizden bir kare çekip hem bloguma ekleyeyim hem de taze bir merhaba diyeyim dedim. Kabağın zamanı bizim evde geçti ama sarmadan kalan iç malzememi değerlendirmek adına bu dolmayı pişirdim. Derin dondurucunun mahareti, saklamanın güzelliğini yaşadım.

Bu sefer de oyduğum kabak içlerini dondurucuma attım. Gün olur onlar da mücver olmaya hazırlanır elbet :)




Boncuk ütü setini merak eden arkadaşlar için ekledim.


Bu günler de zaman ayırabildiğim sürede derslere verdim kendimi. Evden, temizlikten yemekten kalan zamanımı bu şekilde değerlendiriyorum. Birde oğlumun yeni oyununa vakit ayırmak gerekiyor tabi. Tablanın üzerine ütülenebilir boncuklar dizerek şekil veriyorsun daha sonra kendi kağıdını üzerini koyarak ütülüyorsun. Aklınıza artık ne gelirse dizip ütülüyoruz. İlk halası aldı, onu bitirdik gittik yeniden biz aldık :)Oyuncakçıların hemen hemen hepsinde var. Bizim zamanımız da diye başlamak istemiyorum sözlerime ama artık zamane çocuklarının hayal dünyası bizden çok ilerilerde, oyuncakları da öyle.
.
.

Eveet şimdi gelelim kabağımıza...
Herkesin bildiğinden, içerisine bol soğan, bir parça kıyma, pirinç, nane,tuz,salça, maydonoz, ve dilediğiniz baharatlar. Kabaklarda ikiye kesilerek oyacakla soyulur bu malzemelerle doldurularak dizilir tencereye,üzerine sıcak salçalı sos dökülür tuzu eklenir, tıkır tıkır yarım saat kadar pişer. Sarımsaklı yoğurtla da servis yapılır.