11 Ekim 2010 Pazartesi
İrmik Helvası...
24 Eylül 2010 Cuma
Kabak Tatlısı...
Bugün 24.09.2010 bir yaş daha gitti benden. Geçen giden yaşımı daha yeni karşılamıştım oysa.
Anlaşılan bulunduğum yaşlar pek sabırsızlar, ya da ben eskiye göre daha sabırlıyım...
Bu cümlenin sonu daha çook uzar gider. Yine yazasım geldi bir kaç satır şiir. Bugün benim doğum günüm. Saate bakıyorum da o da bir kaç saat sonra geçmek üzere. Çok şükür sağlık olsun.
Ben yine normal bir günde olduğu gibi sizlerle yapımı kolay tatlılardan birini paylaşayım.
Sağlıcakla kalın.
Malzemeler:
1 kilo kabak
2 su bardağı şeker
Süslemek için dövülmüş ceviz
Yapılışı:
Kabaklar yayvan bir tencereye sıra sıra dizilerek aralarına şeker gezdirilir. Pişerken dağılmaması için kapağı kapatılarak geceden bekletilir. Orta ateşte sürekli kontrol edilerek (köpüğü alınacak gibiyse alınarak) kabaklar yumuşayana kadar pişirilir. Cevizle süslenir soğuk servis yapılır.
22 Eylül 2010 Çarşamba
İmam Bayıldı...
Oğluma bu yemeği yedirebilmek için hikayesini anlattım. Meraktan ve düşünürken de çok şükür yedirebildim. İşe de yaradı ama zor olan imamın neden bayıldığını bir türlü anlatamamış olmamdı. Neyseki sonunda bizde bu yemeğin adını Ayberk bayıldı koyarak sonlandırdık. Umarım aklında hala bir soru kalmamıştır, akşam babası yerken bir posta da o zaman uzuuuun uzuuun anlatmak zor alacak :(
Gönderen Seda'nın Günlüğü 7 yorum
Etiketler: Ana yemekler, Zeytinyağlılar
26 Ağustos 2010 Perşembe
Pepeçura...
Kendisiyle tanışmamız, karşı komşumun kokulu üzüm tabağını bana sunması ile gerçekleşti. Bugün de tatlı tariflerime bir göz gezdirirken Pepeçura gözüme takıldı. Evde normal siyah üzümlerim ve dolabımda duran kokulu üzümleri bir araya getirip bu tatlıyı yapmaya karar verdim. Koyu pelte kıvamında, buzlukta bekleyince de karlı dondurmayı andıran bir tadı var.
Minik kek kalıplarında dondurdum, bir kişi için çok rahat yetiyor, sunumu küçük ama dondurma ile sunulursa hem çok şık hem de akşam için yeterli bir tatlı diyebilirim.
Soğuk ve dağılmadan sunum olacağı için de anında buzluktan çıkarılıp servise sunulmasını tavsiye ederim.
Malzemeler:
Yarım kilo siyah üzüm ( kokulu üzüm biraz daha mayhoş bir tada sahip. Ben evde olduğu için yarı yarıya kullandım)
Yarım su bardağı şeker
3 su bardağı su
Yarım çay bardağından biraz fazla mısır nişastası
Yapılışı: Üzümler yıkanarak saplarından ayrılır, su ile birlikte tencereye alınır. Beraber kaynatılır. Şekeri ilave edilir. 5 dakika kadar daha kaynatıldıktan sonra tel süzgeçte süzülür. 1 su bardağı ayrılır ve içerisine mısır nişastası karıştırılır. Tencerede olan karışıma yavaş yavaş nişastalı karışım ilave edilir. Beraber koyulaşıncaya kadar karıştırılarak pişirilir. Sıcakken kaselere ( kasede servis yapılacaksa dolapta soğutulması yeterlidir) veya da kalıplara dökülerek, ilk sıcaklığı çıkınca buzlukta 3 saat kadar bekletilir. Afiyet olsun.
24 Ağustos 2010 Salı
Otlu Puf...
Ramazan ayının bir başında birde tam ortasında yazıyorum, beni hareketlendiren de
Kotanyi sofrası yemek yarışmasını bilgilendiren Sevgili Mert Erkal oldu. Kotanyi baharat 'ın değirmen karabiberini daha önceleri mutfağıma alıp denemiştim. Kendinden değirmenli olmasını çok beğendim.
Konu baharat olunca tarif bulmak hem çok kolay hem de çok zor bir durum olabiliyor. Ben bunun tereddütünü yaşadım, ne sunmam gerektiğini çok düşündüm. Güzel bir akşam yemeği de olabilirdi, baharat bir yemeğin tadını veren bir iksir gibi. Doğru baharatı doğru yerde kullanırsan, yaptığın her tarifin güzel olmaması için bir engel yok bence. Daha önceki tarifimde sade yaptığım puflarımı bu sefer baharatlarla zenginleştirdim, biz çok beğendik. Bu tarifimle de görücüye çıktık.
Sizde beğendiyseniz oylarınızı bekliyorum.
En kısa zamanda tekrar yazılarda buluşmak üzere...
Şimdilik hoşçakalın.
Gönderen Seda'nın Günlüğü 16 yorum
Etiketler: Hamur işleri
28 Temmuz 2010 Çarşamba
Zeytinyağlı Biber Dolması...
Sıcak havalarda tercih edilen ve nasıl bittiği anlaşılmayan bir lezzettir zeytinyağlı dolma. Geçen hafta pazara çıkınca ve mini mini dolmaları görünce yapmak geldi aklıma. Bunun yanında birkaç sebze daha aldım. Daha almak istediğim ama elimdekilerin bir hafta için yeterli olduğunu düşündüğümden dolayı, bir dahaki sefere bıraktım diğerlerini. Marketlerde ne kadar olsada, pazardan almak tazeliğinden dolayı ayrı bir tatlı oluyor. Haftanı düzenli yemek yaparak geçiriyor ve ne yapıcam derdine girmiyorsun.
Gönderen Seda'nın Günlüğü 8 yorum
Etiketler: Ana yemekler, Zeytinyağlılar
16 Mayıs 2010 Pazar
Siz Hiç Uçurtma Uçurdunuz Mu?
Gönderen Seda'nın Günlüğü 1 yorum
10 Mayıs 2010 Pazartesi
Sebzeli Somon...
Sevdiğim balıkların yanında en başta hamsi gelir. Bekarlığımda annem her hafta alır, biz çocuklarda her hafta balığın eşsiz faydasını bilmeden yerdik. Malesef ben daha evimde bu düzeni tutturamadım. Bu mevsimde artık avlanma yasağı olduğu için balıklar buzhane oluyor. Hamsiler ne kadar büyük olurlarsa olsunlar ilk tazesi gibi olmuyor.
Bu sıcak zamanlarda da benim aklıma hiiiç balık gelmiyordu ta ki doktorum ısrarla "balık yemelisin" diye bir kural koyuncaya kadar. İyi de oldu aslında. Geçenlerde televizyondan gördüğüm somon tarifini uyguladım. Diğer balıklara göre kuru olan eti çok daha lezzetli oldu. Bir daha ki sefere tarifin dışında muhakkak yarım ay doğranmış soğan eklemeyi düşünüyorum.
Malzemeler:
3 somon dilimi
6-7 adet domates
7 diş sarımsak (fazla gelir diye düşünmeyin çok güzel lezzet katıyor)
3 adet yeşil biber
2 adet havuç
Tuz, karabiber, kekik
Yapılışı:
Havuçlar yarım ay ve ince doğranarak az yağda sotelenir. Biberler jülyen doğranarak eklenir. Sarımsaklar ince ince kıyılarak ilave edilir. Domateslerin kabukları soyulur tavaya eklenir. Beraber
5-10 dakika kadar pişirilerek en son tuz, karabiber, kekik ve dilediğiniz baharatlar eklenerek, fırın pişirme kabına dizdiğiniz somonların üzerlerine paylaştırılır. 200 derece ısıtılmış fırında pişirilir. Afiyet olsun.
Gönderen Seda'nın Günlüğü 7 yorum
Etiketler: Ana yemekler
28 Nisan 2010 Çarşamba
Pileli Börek...
Dün akşam yemeğinde canım börek istedi, yanına da çay olsun başka ne ister ki insan. Bazı zamanlar kaçamak akşam yemekleri, arada akşamları yapılan kahvaltılar, "bugün yemek yapmak istemiyorum" derdine hep güzel bir çözüm oluyorlar. Patatesli böreği çok tercih etmeyen eşim bile bu böreği beğendi. Peynirlisi de eminim çok lezzetli olur.
Gönderen Seda'nın Günlüğü 15 yorum
Etiketler: Hamur işleri
26 Nisan 2010 Pazartesi
Aslı'nın Kolay Profiterolü...
20 Nisan 2010 Salı
Mantarlı, Patlıcanlı Güveç...
Bahar geldi, marketlerde güneşin doğal sıcaklığıyla sebzeler güzel güzünü gösterdi. Bana da üretmek kaldı. Dün yine mutfak da bir ilham geldi ki sormayın. Markete yemeklik almaya diye çıktım. Karar veremedim oğluma bile sordum :) Patlıcanı oğlum istedi. Bende yanına mantar kondurdum evimizin yolunu tuttuk.
4 patlıcan közgeç de közlendi. Kabukları soyuldu. Mantarlar doğrandı,(400 gr.) yağda kavrulan 1 adet soğana eklenerek sulanmadan yüksek ateşte kavruldu. 3 biber, 3 domates eklendi sadece 1-2 kez çevirerek ocaktan alındı. Tuzu ve karabiberi de eklenerek...
Güveç kaplara mantarların yarısı paylaştırıldı ( Bu ölçü dolu dolu 4 kişilik oluyor ) Üzerine resimde görüldüğü gibi kaşar rendesi ve közlenmiş iri iri doğranmış patlıcanlar dizildi. (Patlıcanlar tuzsuz olduğu için bu aşamada çok az üzerlerine serpmeniz gerekiyor.) En üste de yine kalan mantarlar ve az biraz yine kaşar rendelenerek 1 milföy hamuruyla kapandı. Üzerlerine 1 çay kaşığı salça ile sıvıyağ karışımı sürülerek 200 derece de ısıtılmış fırına gitti. Üzeri kızarana kadar pişirildi. (Zaten tek milföy olduğu için pişmesi fazla uzun sürmüyor). Ben çok beğendim. Denemek isteyenlere şimdiden afiyetler olsun.
Gönderen Seda'nın Günlüğü 15 yorum
Etiketler: Ana yemekler
7 Nisan 2010 Çarşamba
Kremalı Sebzeli Makarna...
Resimlerim biraz acele çekildi ama yine de sizlerle paylaşmak istedim. Değişik soslarda yapılmış makarnalar hep ilgimi çeker. Gündüzleri acıktığımda ve yemeği hala yapmamışsam, aklıma ilk olarak salça soslu makarna pişirmek gelir ve her seferinde bıkmadan yerim. Salça sosunuda makarnanın kendi suyundan bir bardak kadar alarak beraber pişiririm. Pürüzsüz lezzetli bir sos olur :) yani alt üstü salçalı makarna dimi. Yok laf söyletmem :)
Bu seferki hem makarna hem de sebze şenliği bir arada olunca tadı da o kadar lezzetli oldu. Yanına tavuk şinitzel ya da kızartılmış et çok yakışır.
Gönderen Seda'nın Günlüğü 6 yorum
Etiketler: Ana yemekler, Aperatifler
22 Şubat 2010 Pazartesi
Patates Köftesi 2...
Daha önce yaptığım patates köftesinden daha değişik ve çok bereketli. Ben tadını çok seviyorum, soğuduğu zaman da lezzetinden birşey kaybetmiyor. Aklımızda olsun :)
Eğer 2-3 kişi için hazırlayacaksanız aşağıda yazılan ölçünün yarısını kullanmanız yeterli.
4 patates haşlanıp, rendelenir, içerisine 1 su bardağı ıslatılmış ince bulgur ilave edilir.( Bulguru ıslattığın suda kıtır kalmamasına dikkat edilir, gerekirse çok az daha sıcak su ekleyip yumuşaması sağlanır. Patates, bulgur, rendelenmiş soğan, tuz, karabiber, kimyon, pulbiber ekleyerek yoğurulur. Köfte şekli verilir önce çırpılmış yumurtaya sonra da galete ununa batırılıp kızartılır.
Gönderen Seda'nın Günlüğü 19 yorum
Etiketler: Ana yemekler, Aperatifler
8 Şubat 2010 Pazartesi
Bir Dilim Carte d'OR Dondurmalı Pasta...
Gönderen Seda'nın Günlüğü 14 yorum
5 Şubat 2010 Cuma
Ayva Reçeli...
Kendi başıma ilk defa reçel yapmayı denedim ve bu iş gerçekten çok hoşuma gitti. İçine ne kattığını bildiğin doğal, ev yapımı... Bu güne kadar hiç reçelsiz kalmadım tabi. Kayınvalidem evlendiğimiz günden beri hepsi birbirinden güzel, mevsimine uygun meyvelerden bize reçeller getirdi. Bu sefer merakımdan mevsiminde olan ayvaları reçel yaptım. Denemeyenlere, zordur girişmeyeyim diyenlere tavsiye ederim.
Herkese hayırlı cumalar.
Malzemeler:
2 kilo ayva ( resimde görülen kavanoz kadar oluyor)
2 kilodan 1 su bardağı eksik şeker
6-7 adet karanfil
Yarım limon suyu
Yapılışı:
Akşamdan ayvalar yıkanır, kabukları soyulur. Çekirdekleri bir kenara ayrılır ( renk vermesi için reçele ilave edeceğiz) ve ayvalar rendenin büyük yeriyle rendelenir. Bütün ayvaların rendeleme işlemi bittikten sonra genişçe bir tencereye biraz şekerden, biraz ayva rendelerinden koyarak bu işlem 3-4 kez uygulanır. Ayvanın tamamını ve şekerin tamamını ilave ettikten sonra kapağı kapatılarak 1 gece bekletilir. Sabah reçelin biraz sulandığını göreceksiniz. Ocağa almadan karanfiller ve bir minik tülbente sardığınız ayva çekirdekleri ilave edilir. Orta ateşte 30-40 dakika, ayvaların pişme durumuna göre kaynatılır. Çekirdek filesi çıkartılır. Limon suyu ilave edilir ve 5-10 dakika daha kaynattıktan sonra reçel kavanozunuza alabilirsiniz. Afiyet olsun.
25 Ocak 2010 Pazartesi
Terbiyeli Yeşil Mercimek Çorbası...
Öncelikle Peynir Hösmelimi Meral arkadaşımın benide layık gördüğü "Sunshıne Blog Ödülü" için kocaman bir teşekkür ediyorum.
1 yumurta sarısı
Yarım limon suyu
Yarım bardak soğuk su
Yapılışı:
Yeşil mercimekler az bir sıcak suda 2-3 dakika haşlanır. Suyu süzülür tekrar 1,5 litre kadar su koyularak pişirilir. Pişmesine çok az kala erişteler ilave edilir. Beraberce piştikten sonra terbiyesi hazırlanır. Çorbadan bir kepçe kadar terbiyesine eklenerek ılıştırılır ve çorbaya yavaşça karıştırılarak ilave edilir. Tuzu eklenir. Koyuluğuna göre sıcak suyla açılır. 2-3 dk.kaynadıktan sonra en son üzerine yağda kızdırılmış nane ve pulbiber gezdirilir. Afiyet olsun.
20 Ocak 2010 Çarşamba
Fırın Sütlaç...
Sütlaçı bu haliyle daha çok sevdim. Bundan sonra buzdolabımda daha sık bulundurmayı düşünüyorum . Sizlere de bir hatırlatma olsun, blogumda dursun bana da ara sıra bir göz kırpsın :)
Tarif 6 kişiliktir.
Malzemeler:
1 litre süt
Yarım su bardağı pirinç
3/4 su bardağı şeker
1 paket vanilya
1 yemek kaşığı nişasta
Yapılışı:
Pirinçler üzerini geçecek kadar sıcak suda yumuşayana kadar haşlanır. Suyu azalırsa az az sıcak su ilave edebilirsiniz. Pirinçler pişence üzerine sütü ve şekeri ilave edilir. Kaynayana kadar ara ara karıştırılır. Vanilyası ilave edilir. Nişasta suyla açılarak, yavaş yavaş sütlaca ilave edilir. Beraberce kısa süre piştikten sonra fırın kaplarına alınır. Isıya dayanıklı cam kase kullanılacaksa Tepsiye alınan kaselerin yarısına gelecek kadar soğuk su koyularak öyle fırınlanır. 180 derece ısıda üstten sık sık kontrol edilerek kızartılır. Soğuk servis yapılır.
19 Ocak 2010 Salı
Brokoli çorbası...
Kar bu sabah buralarda öyle hızlı yağıyor ki, dışarı çıktığım da soğuktan resmen dondum. Arabaların üzerleri, çatı kremitleri yavaş yavaş beyaz paltosunu giyinmeye başladı bile. Elimde toplayabileceğim bir kartopum ve oğluma kardanadamın nasıl yapıldığını öğretebileceğim kadar kar yağarmı acaba. Rabbim bilir. Dışarı da olan insanlara da Rabbim yardım etsin inşallah.
Dün akşam pişirdiğim çorba da bugün için güzel bir tercih oldu. İçimizi ısıtacak sıcak ve lezzetli bir çorba.
Malzemeler:
1 demet brokoli
2 yemek kaşığı un
1 yemek kaşığı tereyağ
2,5 su bardağı süt
1 küçük paket krema
Tuz, karabiber
Yapılışı:
Brokoliler yıkanır, üzerlerini geçecek kadar suda yumuşayana kadar haşlanır. (10-15 dk.) Diğer taraftan derin bir tavada tereyağ eritilir, un ilave edilir kavrulur. Soğuk süt eklenerek kaynayana kadar pişirilir. Brokoliler blendırdan geçirilir, üzerine hazırlanan sütlü karışım ilave edilir, bereber 2-3 dk. pişirilir. En son kreması, tuzu ve karabiberi de ilave edilerek yine 2-3 dk. pişirilip servis yapılır. Afiyet olsun.
17 Ocak 2010 Pazar
Bakın ben ne buldum :))
212 Alışveriş merkezinde Praktiker mağazasında, alalede kasaların yanında ki bir sepetten buldum bu şirin yumurtalığı. Bütün çocuklar eminim bununla yumurta yemekten çok keyif alırlar.
Sadece çocuklar mı bilemiyorum :)
Gönderen Seda'nın Günlüğü 14 yorum
Etiketler: bilgilendirme, Pratik bilgiler
11 Ocak 2010 Pazartesi
Tel Kadayıf...
6 Ocak 2010 Çarşamba
Ayva Tatlısı...
Bugün aklıma düştü ayva tatlısı. Eşimde çok sever bilirim, hadi dedim üşenme al ayvalarını geç mutfağa. Akşam çayın yanına güzel gitti gerçekten. Zamanı geçmeden belki 1-2 kez daha yaparım, oğlum da tatmışsa benim için o tatlı çok özeldir :)
Sayfamda belirtmek istiyorum, uzun aralardan sonra eklediğim yazılarıma içten yorum yazan tüm arkadaşlarıma teşekkür ederim. Özellikle yokluğumu farkedenlere, arayı bu kadar uzatma diyenlere... Bu tatlım da sizlere olsun, hasret giderelim tatlı yiyelim...
Tatlımız için;
4 ayva
16 yemek kaşığı toz şeker
2 su bardağı sıcak su
1 kibrit kutusu büyüklüğünde loğusa şekeri ( isteğe bağlı)
Krem şanti ( üzerindeki tarife göre sütle hazırlanır)
Ayvalar ikiye kesilerek kabukları sayulur, çekirdekleri çıkarılır. Yayvan kapaklı bir kaba dizilir. Ayvaların devrilmemesi için ayvanın alt kısmı bıçakla düzleştirilir. Her ayva diliminin içerisine 2 yemek kaşığı şeker ilave edilir. Tencereye suyu eklenir. Ayvanın çekirdekleri de varsa minik bir tülbent parçasına bağlanarak eklenir, yoksa suyun içerisine bırakılır. Loğusa şekeri de dahil edilir. Kısık ateşte ara ara suyunu ayvaların üzerine gezdirerek pişirilir. Yenecek kıvamda pişen ayvalar soğumaya bırakılır. Krem şantisi hazırlanır, sunum esnasında toz fıstık ile süslenir. Afiyet olsun.
5 Ocak 2010 Salı
Kabak Dolması...
Akşam yemeğimizden bir kare çekip hem bloguma ekleyeyim hem de taze bir merhaba diyeyim dedim. Kabağın zamanı bizim evde geçti ama sarmadan kalan iç malzememi değerlendirmek adına bu dolmayı pişirdim. Derin dondurucunun mahareti, saklamanın güzelliğini yaşadım.
Bu sefer de oyduğum kabak içlerini dondurucuma attım. Gün olur onlar da mücver olmaya hazırlanır elbet :)
Gönderen Seda'nın Günlüğü 11 yorum
Etiketler: Ana yemekler