Güllacımı üzerindeki şeker ve süt miktarına göre uyguladım. Genelde yapıldığından ziyade, yaprakları ıslatıp ikiye katladım, Dövülmüş fındıklarını serpiştirten sonra gül böreği şeklinde sardım. Porsiyonluk olduğu için sunumu daha kolay oluyor. Afiyet olsun.
31 Ağustos 2008 Pazar
Hoşgeldin Ramazan...
Güllacımı üzerindeki şeker ve süt miktarına göre uyguladım. Genelde yapıldığından ziyade, yaprakları ıslatıp ikiye katladım, Dövülmüş fındıklarını serpiştirten sonra gül böreği şeklinde sardım. Porsiyonluk olduğu için sunumu daha kolay oluyor. Afiyet olsun.
26 Ağustos 2008 Salı
Ah Piraye...
Komşunun 2 gün önce okumamı istediği bu kitabı aldım elime. 440 sayfa olmasına rağmen 2 gün de bitirdim. Gerçek bir romandı benim için. Sonunda beni ağlatacak kadar gerçekti. Pirayenin içinde kayboldum, okuduğum süre boyunca hep sonuna gitme hevesiyle hızlandım, hızlandıkça yaklaştığım sona inanamadım. Son sayfayı okudum, okudum ve yaşlı gözlerle kapattım kapağını...
Okumak iserseniz konusundan çok fazla açılmadan bahsetmek istiyorum. Bir Piraye var, Diş doktoru olmak için kazandığı Marmara Üniversitesinde eğitimine başlıyor. Orda tanıştığı biriyle Diyarbakır, Çınarcık ve İstanbul arasında geçen olaylar. Merak edenler için yazmayı tercih etmedim, okurken bilinçsizce sürüklenmek, yorumlarla yola çıkmak daha iyidir bence.
Bildiğim tek şey Piraye'nin etkisini üzerimden uzun süre atamadığım olacak..
Gönderen
Seda'nın Günlüğü
20
yorum
Etiketler: Günlüğümden
23 Ağustos 2008 Cumartesi
Alice Harikalar Diyarında...
Geçen sene Ramazan ayında, iftar saatinden önce, Sunay Akın'ın sunduğu "Mahya ışıkları" adlı bir program vardı. Televizyona göz gezdirirken aynı programın yeni söyleşilerle devam edeceğini öğrendim. İzleyenler bilirler, her gün enteresan bilgiler ediniyorsun ve her izlediğinde, bilmediğim ne kadar çok şey varmış diye düşünüyorsun. Geçen seneden beni en çok etkileyen konuda Alice Harkalar Diyarında oldu. Yukarıdaki kızın adı Allice Liddell. 1856 yılında çekilmiş bir fotoğraftır bu. Fotoğrafı çeken kişide Oxford'lu matematik profesörü Charles Lutwidge Dodgson. Enteresan olan nedir diyeceksiniz hemen yazayım. Bu tatlı ve küçük kız fotoğraf çektirmek için Profesör Dodgson geliyor. O zaman fotoğraf çekimleri şip şak değil yaklaşık yarım saat aynı şekilde beklemen gerekiyormuş. Bu küçük kız da bu esnada dalıp gidiyor ama öyle böyle değil. Fotoğrafını çeken kişi dikkatlice kıza bakıyor ve bu kadar dalıp ne düşünebilir derken o an aklına gelen şeyi yapıyor evet, küçüklüğümüzün kitaplarından Alice Harikalar Diyarında çıkıyor ortaya. Meşhur Alice yukarıda ki kız. Ben çok etkilenmiştim ve bu resmi İnternetten bulup, uzun uzun baktım, etkilenmemek mümkün değil ama bunu kitap haline getirip diyar diyar dolaştıran Profesör Dodgson'ın gerçek bir sanatçı olduğunu düşünüyorum.
Bu konuya ait tarih ve Dodgson'a ait bilgiler internetten alınmıştır.
Gönderen
Seda'nın Günlüğü
8
yorum
Etiketler: bilgilendirme, Günlüğümden
19 Ağustos 2008 Salı
Bir fincan kahve...
Seneler önce eşimle arkadaşımın eşinin cafesine gitmiştik. Taksimin arka sokaklarında, şirin ve bir o kadar da sıcak bir havası vardı. Bize kahve ikram ettiler. Tadını o kadar beğendik ki, eve gelip acaba bunu evde nasıl yaparız diye düşünmeye başladık :) Orda içtiğimiz gibi olmasa da bir yöntem bulmuştuk sanırım :) Nescafe ve şekerimizi normal fincana koyduktan sonra üzerine yarı yarıya olacak şekilde, sıcak muzlu süt ve kaynamış su ilave ederek hazırladık. Alışıldık tadların dışında denemek isterseniz tavsiye ederim. Yanlız şekerini fazla koymamak lazım, zaten süt biraz tatlımtrak olduğu için az şeker yeterli oluyor. Benden de fincanın yanına bir cezerye koydum. Tatlı içelim tatlı muhabbetler edelim.
Gönderen
Seda'nın Günlüğü
9
yorum
Etiketler: Günlüğümden
15 Ağustos 2008 Cuma
Bildiğimiz Patates...
Evet ev halkı uyudu ve ben blogumun başına geçip biraz laf yapalım istedim. Sabahtan ıslattığım zeytinyağlı barbunyamın altını yeni kapattım, etrafı toparladım biraz, biraz da yaptığım çayı ısıttım yudumladım balkonumda. Uykum yok, sabaha iş bırakmamak için biraz derledim etrafı. Bazen öyle oluyor ki acaba ben bu evi en son ne zaman topladım demek geliyor içinden, oysa cevabı o kadar yakın bir tarih oluyor ki... :)) Bugün soframızda patates yemeği vardı, sade bildiğimiz patates yemeği. Ben bir değişiklik yaptım, servis esnasında, teflon tavada erittiğim kaşar peynirini gezdirdim üzerine. Lezzetli olan patates daha da güzel oldu.
Yarın mübarek Beraat Kandili. Hepinizin kandili mübarek olsun. Allah dualarınızı hayırlısı ile kabul etsin inşallah. Herkese iyi hafta sonları diliyorum.
Gönderen
Seda'nın Günlüğü
8
yorum
Etiketler: Ana yemekler
11 Ağustos 2008 Pazartesi
Ev pidesi
Bugün buzluğumdaki kıymayı çözdürdüm. Niyetim sulu köfte yapmaktı ama birden pide yapmak esti geçti. Bende bu düşünceme kayıtsız kalamadım :)
Gönderen
Seda'nın Günlüğü
12
yorum
Etiketler: Çay saati, Hamur işleri
7 Ağustos 2008 Perşembe
Düğün çorbası
Bizim evde çorba olması için yaz veya kış farketmiyor. Bu çorbayı da hakikatli olduğu için pişirdim. Bizim için değil, evde küçük bir çocuk olunca, bu günlerde de sıcaklardan bizim gibi etkilenip yemek istemeyince, çareyi bunda buldum. Şu anda öğle uykusunda. İnşallah severek yer. Perşembe de bitiyor işte, zaman artık hiçbirimize yetmiyor sanırım. Ramazana da sayılı gün kaldı, takvime 20 gün sonra akşam ne zaman okunuyor diye baktım. 19:45 ile başlayıp 19:00 kadar iniyor. Hayırlısıyla inşallah daha nice Ramazan ayları görürüz.
Malzemeler:
2 parça kuzu gerdan
8 bardak su
4 çorba kaşığı un
Yarım bardak su
Yarım limon suyu
2 yumurta sarısı
2 yemek kaşığı tereyağ
kırmızıbiber, tuz
Yapılışı:
Gerdan etleri yıkanıp, üzerine 8 bardak su ilave edilir. Düdüklü tencerede 30 dakika pişirilir. Etler içinden alınır ve didiklenir. Et suyu başka bir tencereye süzgeçten geçirilerek alınır, kaynatılır. İçi çukur bir kapta, 4 çorba kaşığı un ve yarım bardak su karıştırılır. Kaynayan çorbadan da biraz alınarak ılındırılır. Yavaşça çorbaya ilave edilir. Tuzu ve didiklenmiş etler eklenir.10 dakika beraber pişirilir. Diğer tarafta yumurta sarıları ve yarım limon suyu karıştırılır. Kaynayan çorbaya hızlıca karıştırılarak ilave edilir. 1-2 dakika pişirdikten sonra üzerine terayağında kızdırılmış kırmızıbiber gezdirilir. Afiyet olsun.
( Çorbanız kıvamından koyu olursa sıcak su ile açabilirsiniz.)
www.sedaningunlugu.com
3 Ağustos 2008 Pazar
Somon balıklı makarna
Bu tabak görüldüğü üzere oğlum için. Balığı normalde yiyiyor ama istediğim kadar yemesi için, sosuyla birlikte veriyorum. Hem onu baymıyor, hemde yanında yeşillik ve makarna ile karnını doyuruyor. Tavsiye edebileceğim bir tarif olduğu için ekliyorum.
Yapılışı: Somon balığı dilim olarak, sadece tuzlayıp, yüksek ısıda fırında kızartıyorum. Didikleyip, ayrı bir tavada zeytinyağı, kabukları kesilmiş domates ve 2 dal yeşil soğan ekleyip sosonu hazırlıyorum. Tuzunu ekleyip, haşladığım makarnanın üzerine gezdiriyorum. Yanında birde vişne suyu açarsanız, deymeyin onların keyfine :)
Gönderen
Seda'nın Günlüğü
8
yorum
Etiketler: Ana yemekler