29 Mart 2015 Pazar

Tavuklu Pilav...


Tavuklu pilavda ufak ama etkili püf noktaları var. Mesela pilavını tavuk suyu ile pişirmek ve de haşlanan tavukları tereyağında ayrı bir tavada çevirmek ve hafifçe kızartmak, işte bu ikili birleşince hani şu arabalarda satılan pilavlarla yarışacak güzellikte oluyor. Sizde benim gibi pazar günleri kaçamak yapıyorsanız tavuklu pilavı şiddetle tavsiye ediyorum tabi artan tavuk suyunuza da güzel bir terbiyeli un çorbası önerebilirim...

Malzemeler:
1 bütün tavuk (parçalara ayrılmış)
3 su bardağı pirinç
4 tepeleme yemek kaşığı tereyağı
3 su bardağı tavuk suyu ve 1 su bardağı kaynamış su
Tuz ve karabiber
 
Yapılışı: Pirinçler öncelikle sıcak suda yarım saat kadar bekletilir. Bu arada tavuk etleri üzerine çıkacak kadar su eklenerek düdüklüde yarım saat pişirilir. Pirinçler 2 kaşık tereyağında bir iki çevrilir ve pişmiş olan tavuk suyundan 3 bardak eklenir, 1 bardak da sıcak su ve tuz eklenerek kısık ateşte kapağı kapalı olarak pişmeye bırakılır. Haşlanan tavuk etleri güzelce didiklenir ve tavada eritilmiş 2 yemek kaşığı tereyağında hafif kızarana kadar çevrilir. Tuzu  ve karabiberi eklenerek, suyunu çeken ve demlenmeye bırakılan pilavın üzerine döşenir. Beraberce 10 dakika kadar demlendirilerek sunuma hazırlanır. Afiyetler olsun...
 

26 Mart 2015 Perşembe

Kakaolu Dondurma Kurabiye...

 
Kurabiye bizim evde aranılan bir atıştırmalık ve iş böyle olunca görünümü ve lezzeti güzel kurabiyeler yapmak da bana kalıyor. İnternetten bulduğum bu tarif herkes tarafından çok sevildi eminim sizlerde çok beğeneceksiniz. Portakal, kurabiyenin en önemli malzemesi mutlaka eklemelisiniz :)
 
Malzemeler:
 
1 adet yumurta
1 çay bardağı sıvıyağ
125 gr. tereyağ veya margarin
1 su bardağı pudra şekeri
1 su bardağı buğday nişastası
1 paket kakao 25 gr.lık
1 portakal kabuğu rendesi
1 paket vanilya
Yarım paket kabartma tozu
1 çay bardağı damla çikolata
Aldığı kadar un (2,5 su bardağı kadar)
 
Yapılışı:
Damla çikolata dışında ki malzemeleri güzelce karıştırarak ele yapışmayan ama normal kurabiye kıvamına gelmemiş bir hamur elde edilir. (Dondurma kaşığıyla rahat alabilmek için) Damla çikolatalarda ilave edilerek dondurma kaşığı ile şekil verilir ama plastik olanlardan olmuyor, metal dondurmacıların kullandığından gerekiyor. (Tutma kısmı mandallı modelinden) Yağlı kağıt serilmiş tepsiye bu şekilde dizilir ve 170 derece ısıtılmış fırına verilir. 15-20 dakika kadar pişirilir. (Benimkiler 20 dakika da piştiler) Afiyetler olsun.
 

24 Mart 2015 Salı

Omo ile Hadi Harekenlen...

 
Hafta sonu Omo'nun bizler için hazırladığı etkinliğe giderken güzel vakit geçireceğimizden kuşkum yoktu ve nitekim de öyle oldu. Ben ve çocuklarım dolu dolu bir pazar sabahı geçirdik. Bateri tutkunu küçük oğlum için içeri girer girmez karşısında gördüğü müzik aletleri eğlencenin başladığına işaretti :) 
 

 
Bir çocuk ne ister...sadece özgürce oynamak, üretmek, öğrenmek. Kendi izlenimleriyle ve dilediğince oynayabilmek, dokunmak ve anlamak işte tam bu konu üzerine sohbet ettik biz ebeveynler. Deneyimsel öğrenme yani kendi duyularıyla hareket edip algılama. İki başlığa değindik beraber. Biri yapılandırılmış oyun; biz ebeveynlerin yönlendirmesiyle oluşan, bir diğeri de yapılandırılmamış oyun; kendi kendine öğrenmesi. Bu sohbet şahsım adına bana çok şey kattı. Kirlenmek güzeldir sloganının altında aslında koca bir bilgi yatıyor. Bizim çocukluğumuzda ki özgürlüğü verebilmek yatıyor. Sabahtan akşama kadar sokaklarda özgürce oynadığımız ve yemek saatinde zorla bir şeyler atıştırıp tekrar sokağa çıktığımız günler. Tabi şimdi sizlerde benim düşündüğüm gibi cümleler kuruyorsunuz kafanızda. "şimdi ki zaman çok kötü, oyun alanlarımız yok, sokaklar tehlikeli" evet kesinlikle bende bu şekilde düşünüyorum ama en azından çocuklarımızla geçirdiğimiz zamanlarda, açık alanlarda vakit geçirmek bile bir ucundan tutundurmaktır hayatı. Omo marka müdürü Ercan SOLMAZ istatistiklerde çocukların genelde evde vakit geçirdiğini ve yüksek oranda teknolojiyle iç içe çocuklar olduğunu gösterince geleceğimiz için endişe duydum.

Tanışmaktan büyük mutluluk duyduğum Prof. Dr. Yankı Yazgan'ın sohbetine dahil olmak da çok mutlu etti beni. Hızla gelişen teknolojiye çocuklarımız dahil oluyor, tabi ki olacak çünkü öyle bir hızda ilerliyoruz ama özgüven, empati, güven, mutluluk olabilmesi için de deneyimsel öğrenmeye kapı açmak gerekiyor. Oyun, hareket, öğrenme bu üçlüyü bir bütün görerek ve hayatın her anına yayarak uygulamak en önemlisi.
Aktif yaşam derneğinden Mehmet Ali Çalışkan hareketin önemini vurguladı. Hareketsizliğinde hayattan uzaklaştırdığını. Oyunun çocuğun dili ve anlatım şekli olduğunu vurguladı ki kesinlikle katılıyorum. 


Geleceğimiz çocuklar ve onları yetiştiren biz ebeveynler için sorumluluk o kadar çok ki... Demet Akbağ'ın söylediği çok güzel bir söze değindiriyor beni "çocukluğuma teşekkür ediyorum" o kadar anlamlı ve içten ki bu sözü çocuklarımızdan duymak mutluluğun en güzeli.

Yüzümde kocaman bir gülümseme ve büyük düşüncelerle ayrıldığım sohbetimizden dolayı Önce Omo ekibine, Demet Akbağ, Yankı Yazgan ve Mehmet Ali Çalışkan'a çok teşekkür ediyorum. Evet hadi hareketlen kirlen öğren...