Bugün günlüğüme bir yazı daha bırakıyorum, geçmişi önüme alarak...23 sene önce mezun olduğum okulum ve lise arkadaşlarıma ithaf ediyorum bu yazımı...
Okulumun kapısından içeri girerek, oturuyorum sırama. Etrafıma bir bakıyorum da ne kadar masum ve güzeliz. Duygular taze, gülümsemeler de en ufak bir kırışıklık yok:)
.
Liseliyiz ya, en deli çağlarımız...
.
Kopya çekmeye çalışan öğrencilerdik biz, ön sıralara usulca seslenen... Tenefüs aralarında, diğer tenefüsten kalma sözlerimizi tamamlayarak geçirdiğimiz anlar vardı. Bazen dersi dinlermiş gibi yapıp, içimizin uyuduğu zamanlarda olmadı mı? tabi ki oldu...
Kolidorun başındaki pencerede iki lafın belini kırdığımız ve bahçesinde attığımız voltalar da sallanan bordo kravatımız var mesela...
Ve yıllar sonra buluştuğum lise arkadaşlarım. Yazıştıkça, bir anıyı daha geçmişten çekip gün yüzüne çıkardıklarım, hatırladıklarım ve unutmadıklarım...
Ömür ne hızlı geçiyor. Adına şarkılar, şiirler yazılan lise yılları unutulmuyor ama.
En güzel yaşlarda olduğumuz zamanlar. Şimdi büyüdük mü? kimlik öyle dese de içinde ki çocuk büyümesin, o büyürse yorulur insan...
.
Bir ses geldi dimi...evet evet zil çaldı, haydi o zaman derse :)
Yoklama zamanı...
-Sedaa
-Burdaa!